ABD, Avrupa Birliği, Körfez ülkeleri ve son olarak İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkeleriyle yaşanan krizleri aşamayan Türkiye, Efrîn'e yönelik saldırı amacında da yalnız kaldı. Bölgeden gelen son bilgilere göre, Rusya "çatışmasızlık bölgesi" senaryosu adı altında Türkiye'nin İdlib üzerinden Efrîn sınırına yerleşip tehditler savurmasına izin verdi, ancak saldırıya müsaade etmedi.  Yine Türkiye açısından Ezaz, Cerablus ve Bab'ta işler yolunda gitmiyor. "Fırat Kalkanı" grupları arasındaki çelişkiler çatışmalara dönüştü, kendilerine inançları kalmadı, bölge halkı da “Türkmenleştirme” politikasına karşı isyanda. 

 

TÜRKİYE GİBİ HAREKET EDİLİYOR

 

Suriye politikasında bir türlü sonuç alamayan AKP iktidarı, rejim ve Rusya'nın izniyle girdiği Cerablus-Ezaz-Bab üçgenindeki “Türkleştirme” politikalarına hız verip kalıcı olmak istiyor. Bu kapsamda bölgedeki askeri karargah, asayiş ve istihbarat çalışmalarını hızlandırdı. Son olarak bölgede “hizmet” adı altında bankacılık sistemiyle bölge Türkiye'nin bir parçası yapılmak isteniyor.

 

EFRÎN PLANINDA YALNIZ

 

ABD, Rakka'ya ulaşmasını engelleyip bölgede askeri üsler oluşturmasıyla Rusya'nın doğu Suriye'de faaliyet yürütmesini engellerken, Rusya da Fırat'ın batısında ABD'nin önünü kapattı. Bu amaçla "çatışmasızlık bölgeleri" planını devreye sokan Rusya, AKP iktidarının Efrîn’e yönelik tehditlerine onay verdi. Rusya'nın özelikle Efrîn güçlerine istediğini kabul ettirmeyi, olmazsa Efrîn'e Baas rejiminin yerleşmesini sağlamayı düşünüyor. Türkiye'ye bu kapsamda saldırı değil, sadece “tehdit” onayı verildi. 

 

Rusya; ABD, AB, Birleşik Arap Emirlikleri ve bölge ülkeleriyle ilişkilerinde yalnız kalan Türkiye’yle çok yakın durmak itemiyor ve bu sebeple Efrîn saldırısına onay vermediği de bölgeden gelen bilgiler arasında. Efrîn planında yalnız kalan Türkiye ise askerlerini Efrîn'in batı sınırına yerleştirip savaş hazırlığı yapıyor.

 

Öte yandan Türkiye'nin birlikte hareket ettiği "Fırat Kalkanı" grupları arasında da uzlaşmaz çelişkiler yaşanıyor, hakimiyet çatışmaları devam ediyor. Bu sebeple grupların Efrîn'e saldırı noktasında kendilerine inançları kalmadı, Türkiye de gruplara inancını yitirdi. 

 

Onlarca Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) grubuyla kurulan "Milli Ordu" da Suriye sahasında Türkiye'nin taleplerine cevap olamıyor. 15 bin olarak açıklanan asker sayısı her ne kadar Suriye'deki en büyük güç olarak deklere edilse de, Suriye'deki en küçük grupların dahi militan sayısı bundan daha fazla. Örneğin, El Nusra ve Ehrar El Şam gruplarının militan sayısı 50 bin civarında. 

 

CERABLUSLULAR İSYANDA 

 

Diğer yandan Ezaz-Cerablus-Bab üçgeninde devam eden Türkleştirme ve iktidarı elde etme politikaları da ters tepti ve halk bu politikalara isyan ediyor. Cerabluslular, bu durama 19 Aralık’ta, "Türk devleti Araplar ile Türkmenler arasına fark koyuyor. Tüm kurumlar Türkmenlerin eline bırakılmış. DAİŞ yandaşlarını koruyordu, Türk devleti de Türkmenleri" diyerek tepki gösteriyor. Yine Cerablus'ta 17 Aralık'ta Fırat Kalkanı gruplarından Ehrar El Şerqiye Taburu ve El Cihişat Taburu arasında çatışma yaşanıyor. Çatışma, Ehrar El Şerqiye Taburu’na yakın H.E.K. adlı bir kadının El Cihişat askerleri tarafından çarşı merkezinde alıkonulmak istenmesi üzerine yaşanıyor ve çatışmalar derinleşerek devam ediyor. 

 

ÖSO GRUPLARI DİZAYN EDİLİYOR

 

"Fırat Kalkanı" grupları arasındaki bu çelişki ve çatışmalardan kaynaklı Türkiye, kendine bağlı geçici hükümet eliyle yaklaşık 30 gruptan oluşan 15 bin kişilik bir "Milli Ordu" ilan ediyor. Türkiye bu orduyla faaliyetlerini, sınır boyunca üs ve noktalar oluşturma ile istihbarat çalışmalarıyla yoğunlaştırıyor. Zırhlı araç ve asker sevkiyatını devam ettiren Türkiye, üslendiği noktaları da betondan kalelere çeviriyor. Bu askeri noktalarda, çok sayıda ÖSO grupları ve TSK birimleri bulunuyor. 

 

El Cebhe El Şamiye grubu da bu kapsamda Ezaz'a bağlı Soran kasabasındaki Ebu Yasin komutasındaki bir askeri üssü TSK'ye bırakıyor. 

 

MA / Erdoğan Altan